Galibiyet güzel, oyun gelişmeli...

Sakat oyuncular, cezalı isimler, kadro dışları derken Hüseyin hoca geçen hafta olduğu gibi 3-5-2 görünümlü, top bizdeyken 3-4-1-2, top rakipteyken de 5-3-2 anlayışıyla çıktı maça...
Karşılaşmaya çok da tempolu başladık...
Rakibi ısıran, topa sert oynayan, sahada basmadık yer bırakmayan bir anlayış...
Daha ilk saniyelerde gole yaklaşıp Ali Ülgen'in 33'de Ronaldo’yu andıran golüyle öne geçtik.
Pendikspor'un 34. dakikada Hasan'la zayıf şutunu saymazsak, ilk yarı Szumski yere bile yatmadı...
Maçtaki en sıkıcı olay mücadelenin sürekli durmasıydı...
İkinci yarı ilk devrede olduğu gibi topu rakibe bırakıp ön alan baskısıyla topu kazanmaya çalıştık.
Yusuf Emre ve Celil'in baskısı devamında da Ahmet'in pasında Laura farkı 2'ye çıkarttı.
Golde takım uyumu çok iyiydi...
Maç sırasında şunu düşündüm; Hüseyin Eroğlu'nun Altınordusu gibiyiz...
Ver topu rakibe, koş peşinde...
Bu taktik gençlerin dinamizmiyle bir yere kadar sizi getirir ama maç içinde de gördük ki çok yorulduk...
Bazı oyuncularımız çok hırpalandı...
Bu anlayışla ligde devamlılık sağlamamız zor gibi görünüyor...
Topa hakim olduğumuz oyunlar görmeliyiz...
Her maçı bu tempoda oynayamayız...
Bir de kadromuzun da artık geniş olmadığını unutmamak lazım...
Galibiyet ilaç gibi oldu...
Takımı tebrik ederim...
Kaybetsek hem zirveden iyice uzaklaşacaktık, hem de kara bulutlar iyice çökecekti...
Bu maç özelinde iyi iş çıkarttık ama dediğim gibi devamlılığı zor bir oyun oynuyoruz...
Kalanları futbol55'te konuşacağız...
Kalın sağlıcakla...